Günün Özlü Sözü

16 Nisan 2012 Pazartesi

Mozaik Pasta

Malzemeler
  • 350 gr %70 bitter çikolata
  • ½ litre çiğ krema
  • 1,5 paket petibör çifte kavrulmuş bisküvi
Hazırlanışı
Çiğ kremayı tencereye dökün ve üzerine kabaca kırdığınız bitter çikolataları ekleyin. Çok kısık ateşte karıştırarak çikolataları eritin. Ocaktan aldığınız çikolatalı sosu ılınması için bekletin. (Sıcak sosu bisküvilerle karıştırmayın.)
Bisküvileri genişçe bir kaseye kıralım. (Yaklaşık 4 parçaya bölseniz yeterli olacaktır çok da minik olamasına gerek yok. ) Üzerine çikolata sosunu dökerek bisküvileri kırmadan nazikçe karıştırın. 10-15cm genişliğindeki dikdörtgen kalıbın tabanını ve yan yüzeylerini streç film ile kaplayarak üzerine pasta harcını boşaltın. Üzerini de streç film ile kaplayın ve hafifçe üzerinden bastırın. Pastayı dondurucuda beklemeye alın. Afiyet olsun..

Dün,Bugün,Yarın......

Bir gün susmayı öğrendim. Öyle bir sustum ki belki sonsuza kadar susacaktım. Çünkü susmak benim küçücük dünyamda babamla kurduğum iletişim tarzıydı. Babam akşamları eve yorgun dönerdi. Ben bütün gün evde sıkılır onun gelişini iple çekerdim. Daha o kapıdan girer girmez boynuna atılır onunla oynamak isterdim. Babam sarılır, öper sonra da, hadi odana git, derdi. Yemek hazırlanınca annem çağırır bu defa masada bir araya gelirdik babamla. Onlar annemle konuşurken ben araya girer, sesimi duyuramayınca da bağırırdım. Babam sinirlenir, 'Bütün gün insanlara kafa patlatmaktan bunaldım, bir de sen kafamı ütüleme!' derdi. Annem de 'Bütün gün zaten seninle uğraştım, bir çift laf da mı konuşturtmayacaksın babanla?' diye çıkışır, beni odama gönderirdi. Çaresiz bir şekilde boynumu büker odama, yani hapishaneme doğru yol alırdım. Babam arkamdan, 'Bizim bir odamız bile yoktu, her şeye sahip, hâlâ ne istiyor anlamadım.' diye bağırmaya devam ederdi. 'Keşke benim de bir odam olmasaydı, keşke bizim de evimiz bir odalı olsaydı da hep birlikte otursaydık' derdim içimden; ama yüksek sesle söylemeye cesaret edemezdim. Yemekten sonra babam kanepeye uzanır, eline kumandayı alır, televizyon seyrederdi. Beni yanına çağırır biraz severdi. Onun izleyeceği önemli bir şey varsa beni adeta yerimden bile kıpırdatmazdı. Azıcık hareket edip koşup oynamaya çalışsam oda hapsim yeniden başlardı. Bir gün anladım ki susunca babamla daha iyi anlaşıyoruz. Bu defa susarak yapabileceğim oyunlar geliştirmeye başladım. Önce resim yaparak başladım işe. Babam çizdiğim resimleri çok beğeniyor; 'Bak, böyle uslu uslu oyna işte.' diyordu. Babam bazen göz ucuyla bakıyor, resimle ilgili bir şey sorsam afallıyordu. Ama bana kızarak beni artık odama göndermiyordu. 'Son günlerde ne de akıllandı benim oğlum.' diye komşulara anlatıyordu annem halimi. Resimlerim arttıkça ortalık dağılmaya başladı. Annem 'Odanı topla!'diye odama kapattığında işe nereden başlayacağımı bilemiyordum. Ben bunlarla uğraşırken zaman geçiyor; ama odamı toparlamayı beceremiyordum. Annem odama gelip 'Bak sana resim yapmayı yasaklayacağım. ' dedi bir gün. Susuyor olmamı usluluk olarak değerlendiren ailem resim yapmayı da elimden alırsa ben ne yapacaktım? Bu düşüncelerle bir aile tablosu yaptım. Babam eve gelince uygun zamanı kolladım. Her zamanki gibi yemekler yendi, odaya geçildi. Babam oturur oturmaz çizdiğim resmi getirdim. Babam baktı. Hım, dedi 'Çok güzel olmuş. Bu adam benim herhalde.' dedi. Ben 'Hayır o adam değil, bu çocuk sensin.'dedim. O 'Hayır, bu adam benim, bu çocuk sensin, bu küçük kız da arkadaşın.'dedi. Ben yine 'Hayır, o büyük adam benim, bu küçük adam sensin, bu küçük kız da annem.' dedim. Babam benimle uğraşmaktan vazgeçip: 'Peki neden bizi küçük çizdin?' dedi. Heyecanla başladım anlatmaya. Ben büyüyüp adam olacağım. İş bulup çalışacağım. Siz yaşlanıp küçüleceksiniz. Beliniz bükülecek, komşumuz Ahmet amca ile Ayşe teyze gibi küçücük kalacaksınız. Ben işten geldiğimde yorgun olacağım. Siz benimle konuşmaya çalıştığınızda işyerinde kafam şişmiş olacağından sizi duymayacağım bile. Siz benimle bir şeyler paylaşmak istediğinizde 'Hadi odanıza çekilin de kafa dinleyeyim.' diyeceğim. Ve bir de bağıracağım 'Her şeylerini alıyorum. Sıcacık odaları da var, daha ne istiyorlar' diye... Annemle babamın gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Duyduklarına inanamıyorlardı. Bana sarılıp beni öyle içten bir okşayışları vardı ki sonsuza kadar konuşsam hiç bıkmadan dinleyecekler gibiydi....

Farkında Olmalı İnsan...
Kendisinin, Hayatın, Olayların, Gidişatın Farkında Olmalı...
Ömür Dediğin Üç Gün...
Dün Geldi Geçti...
Yarın ise Meçhul...
O Halde Ömür Dediğin Bir Gündür...
O Da Bugündür...

Hayatımızı Etkileyen İki Şey


Okuyun bakalım size göre hangi iki şey???

İki şey “Kalitesiz İnsan’ın” özelliğidir.
1- Şikâyetçilik
2- Dedikodu

İki şey çözümsüz görünen problemleri bile çözer
1- Bakış açısını değiştirmek
2- Karşısındakinin yerine kendini koymak

İki şey yanlış yapmayı engeller
1- Şahıs ve olayları akıl ve kalp süzgecinden geçirmek
2- Hak yememek

İki şey kişiyi gözden düşürür
1- Demogoji
2- Kendini ağır satmak ( Övmek, vazgeçilmez göstermek)

İki şey insanı “Nitelikli insan “ yapar
1- İradeye hakim olmak
2- Uyumlu olmak

İki şey ilaveten değer katar
1- Hitabet ve diksiyon eğitimi almak
2- Anlayarak hızlı okumayı öğrenmek

İki şey geri bırakır
1- Kararsızlık
2- Cesaretsizlik

İki şey kâşif yapar
1- Nitelikli çevre
2- Biraz delilik

İki şey ömür boyu boşa kürek çekmemeni sağlar
1- Baskın yeteneği bulmak
2- Sevdiğin işi yapmak

İki şey başarının sırrıdır
1- Ustalardan ustalığı öğrenmek
2- Kendini güncellemek

İki şey başarıyı mutlaka beraber yakalama sırrıdır
1- Niyetin saf olması
2- Ruhsal farkındalık

İki şey milyonlarca insandan ayırır
1- Sorunun değil, çözümün parçası olmak
2- Hayat ve her şeye yeni ( çözüm, orijinal farklı) bakış açısıyla yaklaşabilmek

İki şey gelişmeyi engeller
1- Aşırılık ( Mübalağa, abartı, ifrat, tefrit)
2- Felakete odaklanmış olmak

İki şey çözüm getirir
1- Tebessüm (Gülümseme)
2- Sükut (Susmak)

İki şey değeri kaybedilince anlaşılır
1- Anne
2- Baba

İki şey geri alınmaz
1- Geçen zaman
2- Söylenen söz

İki şey ulaşmaya değerdir
1- Sevgi
2- Bilgi

İki şey özgürlüktür
Vatan ve Bayrak

İki şey “Hayatta önemli olan her şey” içindir
1- Nefes alabilmek
2- Nefes verebilmek


Doğru söze ne denir?

Az önce bir yerde karşıma çıktı bu söz , ilk defa duyduğum fakat doğru bulduğum bir söz ,
nasıl ama?
EY İNSAN KAF DAĞI KADAR YÜKSEKTE OLSANDA,KEFENE SIĞACAK KADAR KÜÇÜKSÜN.
UNUTMA HERŞEYİN BİR HESABI VAR ÜZDÜĞÜN KADAR ÜZÜLÜRSÜN .
Muzlu Puding'li Kurabiye

Malzemeler;

yarım paket tereyağı
yarım çay bardağı sıvı yağ
1 fincan pudraşekeri
1 paket muzlu puding
1,5 su bardağı nişasta
2 su bardağı un
2 yumurta
kabartma tozu


Yapılışı;
Malzemelerin hepsini yoğurup istediğiniz şekli vererek önceden ısıtılmış fırında 15 dak kadar pişiriyorsunuz.
Hamuru 3’e bölerek muzlu, kakaolu pudingten ve muzlu-tarçınlı olarakta değişik versiyonlarınıda deneyebilirsiniz ,gerisi size kalmış :)  ..
AFİYET OLSUN =)

29 Mart 2012 Perşembe

HASHBROWN--RENDE KITIR PATATES TAVASI

Hashbrown (Rende Kıtır Patates Tavası)
Orijinal adı hashbrown olan rende patates  tavası, Amerika'nın yerel lokantalarında, kahvaltılarda veya etin yanında aperatif olarak sunulan popüler bir yiyecek çeşididir. Adına kısık ateşte ağır ağır kızartıldığı için Hash Brown dendiği söylenmektedir.
Yapılışını hemen sizinle paylaşmak istedim.Ben denedim ve çok beğendim .Hem pratik hemde değişik sunum arayanlar için ideal..
  
  •   4 adet orta boy patates
  •  1 adet ufak soğan
  •  4-5 yemek kaşığı riviera zeytinyağı veya tereyağı
  • 1 silme çay kaşığı tuz 
  •  karabiber
1.         Patatesleri soyup yıkayın. Rendenin iri tarafından rendeleyip bir karıştırma kabına alın.
2.         Soğanı soyup ince ince yemeklik doğrayın.
3.         Soğan, tuz, 1 yemek kaşığı sıvıyağ veya tereyağı ve karabiberi patateslere ekleyip iyice harmanlayın.
4.         Yapışmaz yüzeyli tavaya ısıtıp iki yemek kaşığı yağ ile bulayın.
5.         Patatesi ortaya döküp kaşığın tersi bastırarak yaklaşık yarım cm kalınlığa ulaşana kadar yayıp bastırın.
6.         Kısık ateşte altı iyice kızarana kadar pişirin.
7.         Bir tarafı kızardıktan sonra ister balık tavası kapağı gibi düz bir kapak ile bütün olarak çevirip diğer tarafını kızartın. Alternatif olarak spatula ile dörde bölüp çevirdikten sonra kızartın.
8.         Değirmen karabiber serpip sıcak olarak kahvaltıda veya et, tavuk yemeklerinin, salatanın yanında servis yapabilirsiniz.

28 Mart 2012 Çarşamba

ZERDEÇALLI KARNIBAHAR TARİFİ

Herkese günaydın ,

Mutlu ve huzur dolu bir gün geçirmenizi diliyorum ..
Güne güzel bir yemek tarifiyle başlamak istedim bugün .
Zerdeçalın faydalarını bilmeyen var mı bilmiyorum ama ben evimde sıklıkla kullanmaya başladım ,inanılmaz bir baharat .Herşeye yakıştığını düşünüyorum .Et yemeklerine,Pilavlara,salatalara sık sık kullanıyorum .Bitkisel olan herşeyi seven biri olarak mümkün olduğu kadar doğal ürünlere yönelmek beni mutlu ediyor .
Biraz zerdeçalın faydalarından söz ettikten sonra hemen o çok sevdiğim tarifimi vereceğim.
Zerdeçal, zencefigiller ailesine mensup bir bitkidir. diğer bilinen adı, hint safranıdır. Özellikle çok iyi bir antioksidan olması nedeni ile, kansere karşı, müthiş bir kalkandır.

ZERDALIN FAYDALARI ;

*Antioksidan etkilidir. Curcuminin antioksidan etkisinin E ve C vitaminlerinden daha güçlü olduğu görülmüştür.
*İltihap giderici bir özelliği vardır.
*Zerdeçal karaciğer için yararlıdır. Karacigeri güçlendirir ve karaciğerden toksinlerin atılmasına yardım eder.
*Solunum yolu enfeksiyonların tedavisinde yararlanılır.
*Curcumin kansere karşı koruma sağlar ve tümör hücrelerinin çoğalmasını engelleyici özelligi vardır.
*Yapılan araştırmalarda cilt kolon,ve gögüs kanseri için faydalı olabileceği görülmüştür.
*Safra kesesi ve safra yollarının fonksiyonel hastalıklarına karşı etkisi zerdeçal yararları arasındadır.
*Deneysel çalışmalarda zerdaçalın kolesterolü azaltıcı etkisi belirlenmiştir.
*Kalp hastalıklarını önleyebileceği yine yapılan araştırma sonuçlarından biridir.
*Zerdeçal kullanımı hazmı kolaylaştırır.
*Sigaranın verdigi zararları önemli ölçüde azaltabileceği yapılan bir çalışmada görülmüştür.
*Haricen deri rahatsızlıklarında yararlıdır.
*Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde zerdeçalın Kistik fibroz tedavisinde önemli fayda sağlayabileceği gösterilmiştir.

ZERDEÇALLI KARNIBAHAR
karnabahar yemeği karnıbahar
1 Adet Orta Boy Karnıbahar
150 gr tereyağ
1 Su Bardağına Yakın Un
6 Su Bardağı Süt
1 Su Bardağı Kaşar Peyniri Rendesi
Tuz
1 çay kaşığı zerdeçal
Karnabaharı tuzlu suda haşlayın.Soğuduktan sonra küçük parçalara ayırın.Başka bir tencerede tereyağı eritip,un ile kavurun. Un sararınca yavaş yavaş sütü,zerdeçalı ve tuzu ekleyin.Sosun içine karnabahar çiçeklerini alıp,karıştırın.Yağlanmış fırın tepsisine dökün.Üzerine kaşar peyniri rendesini serpin.Önceden ısıtılmış 200 derecelik fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirin. Fırından alıp servis yapın.
 AFİYET OLSUN :)


DEKORA DAİR HERŞEY ...

Uzun bir aradan sonra herkese tekrar merhaba ,

Bloğuma fazla vakit ayıramadığımın çok farkındayım ,ama inanın geçerli sebeplerim vardı ,artık sizinle daha da fazla vakit geçirebilmek için buradayım .
Bugün içimden o çok beğendiğim "dekora dair herşey"... postumun resimlerini yayınlıyorum .
Bunlar bir dekorasyon sitesinden harika düşünülmüş ,döşenmiş salonlar,çok zevkli tasarımlarla karşı karşıyasınız..
Umarım sizde benim beğendiğim kadar beğenirsiniz..









işte sizler için seçtiklerim...